HAK-İŞ OLARAK KÇP İÇİN HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI’NA YÜRÜDÜ
HAK-İŞ OLARAK KÇP İÇİN HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI’NA YÜRÜDÜ
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, kamuda 600 binin üzerindeki işçiyi kapsayan Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü sürecinde TÜHİS tarafından verilen ikinci teklifin de yetersiz olması nedeniyle Ankara’da alanlara inerek, “KÇP Bir An Önce İmzalansın Taleplerimiz Karşılansın” talebiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüdü
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, kamuda 600 binin üzerindeki işçiyi kapsayan Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü sürecinde TÜHİS tarafından verilen ikinci teklifin de yetersiz olması nedeniyle Ankara’da alanlara inerek, “KÇP Bir An Önce İmzalansın Taleplerimiz Karşılansın” talebiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüdü
Hak iş ten yapılan açıklamada :Genel Başkanımız Mahmut Arslan başkanlığında, HAK-İŞ Kamu Çerçeve Protokolü Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Genel Başkan Yardımcımız Devlet Sert, Genel Başkan Yardımcımız Yunus Değirmenci, Genel Sekreterimiz Eda Akbulut, Genel Sekreter Yardımcılarımız Fatma Zengin ve Hamdi Abdullah Koçoğlu, KÇP’ye dahil üye sendikalarımızın Genel Başkan ve Genel Başkan Yardımcıları, 81 il Şube Başkanları, İl ve Bölge Temsilcileri ile yüzlerce kamu işçisi ile 3 Temmuz 2025 tarihinde HAK-İŞ Konfederasyonu önünde bulaşarak, yaptığımız basın açıklamasının ardından sloganlar eşliğinde Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne yürüdük, Bakanlık önünde Genel Başkanımız Mahmut Arslan’ın konuşmasının ardından beş dakikalık sessiz oturma eylemi gerçekleştirdik.
HAK-İŞ Genel Merkezi önünde “KÇP Bir An Önce İmzalansın Taleplerimiz Karşılansın” temasıyla gerçekleştirilen eylemde “HAK-İŞ Nerede Biz Oradayız“, “İşçi Sendika Omuz Omuza”, sloganları atıldı. Katılımcılar, “Sözleşme Hakkımız Söke Söke Alırız”, “Kamu Emekçisinin Hakkı Geciktirilemez”, “Türkiye Büyüyor, Emekçi Payını İstiyor”, “Yaşasın HAK-İŞ, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz”, “Sözleşme Hakkımız, Vazgeçmeyeceğiz”, “Haklıyız Güçlüyüz Kazanacağız”, “HAK-İŞ Nerede, Biz Oradayız”, “Protokol Süreci Bitsin, Alınterimizin Hakkı Verilsin” yazılı pankartlar taşındı.
“KÇP Gecikmesinin Sorumlusu Biz Değiliz Ama En Büyük Mağduru Biziz”
Genel Başkanımız Mahmut Arslan ile HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcımız ve HAK-İŞ Kamu Koordinasyon Kurulu Başkanımız Devlet Sert, KÇP sürecinde gelinen son durum ve HAK-İŞ’in çalışmaları hakkında önemli değerlendirme ve açıklamalarda bulundu.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, HAK-İŞ olarak, geçtiğimiz yılın Aralık ayında HAK-İŞ Kamu Çerçeve Protokolü Koordinasyon Kurulumuzun oluşturulduğunu ve çalışmalarına başladığını, ortak teklifimizin şubat ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TÜHİS’e ulaştırıldığını anımsattı. Arslan, ne yazık ki ancak yedinci görüşmede ilk ücret teklifinin verildiğini, verilen ilk ve ikinci tekliflerin de kabul edilemez olduğunu ifade etti.
KÇP süreci için yürütülen sistemin yanlış olduğuna dikkat çeken Arslan, “Kamu çerçeve protokolü bir sözleşme değil. Kamu çerçeve protokolü için bir sözleşme süreci gerekmiyor. Toplu sözleşme müzakeresi yapmıyoruz. Bir kamu çerçeve protokolü yapıyoruz. Dolayısıyla kamuoyu yanıltılıyor, işçiler yanıltılıyor. Sanki konfederasyonlar toplu sözleşmede ayak sürüyor gibi bir algı oluşturuluyor. Bu son derece yanlış. Bu gecikmelerinin sorumlusu biz değiliz, ama en büyük mağduru biziz” diye konuştu.
“Biz Yüzde İki İle Bu Sözleşmeyi Nasıl İmzalarız”
Teklif edilen yüzde 17’lik rakamın bugün açıklanan enflasyon rakamları ile hesaplandığında yüzde ikiden bile az bir artışa denk geldiğine dikkat çeken Arslan, “Biz yüzde iki ile bu sözleşmeyi nasıl imzalarız? KÇP’nin geciktirilmesinin sorumlusu konfederasyonlar ve HAK-İŞ değil, bu müzakerelerin daha fazla uzamadan, daha fazla geciktirilmeden sonuçlandırılmasını isteyen HAK-İŞ’tir” dedi.
“Yapılan Müzakereler Müzakere Değil, Verilen Teklifler Teklif Değil”
Vergi dilimleri ile birlikte alınamayan ücretin bile eridiğine dikkat çeken Arslan, “Almadığımız paranın vergisi bizim elimize geçenleri daha da düşürdü. Neyin müzakeresini yapıyoruz Allah aşkına? Yapılan müzakereler müzakere falan değil. Verilen teklifler teklif değil” şeklinde konuştu.
Gelinen noktada daha fazla mücadele ve dayanışmaya, daha fazla sahada olmaya ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Arslan, “Bizim gücümüz sizsiniz, siz HAK-İŞ’siniz. İş yerlerindeki emekçilerle daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var” dedi.
“Önümüzdeki Süreç Zorlu, Ama Aynı Zamanda Onurlu Bir Süreç”
Arslan, “Orman yangınlarını söndürmek için savaşan ateş savaşçıları bizi bekliyor. Beyaz ve yeşil altın olarak adlandırılan çay fabrikalarındaki arkadaşlarımız bizi bekliyor. Hasılı bütün iş kollarında kamu çerçeveye muhatap olan bütün iş yerlerindeki arkadaşlarımız bizden bir şeyler bekliyor. Önümüzdeki süreç zorlu ama aynı zamanda onurlu bir süreci de beraberinde getiriyor” diyerek, başta grev olmak üzere, grev yasağı olan işyerlerinde güçlü ve etkin eylemlerin bizleri beklediğini vurguladı.
HAK-İŞ’in kendi ilkeleri doğrultusunda eylem planlarını devreye soktuğunu belirten Arslan, Hazine ve Maliye Bakanından öncelikle randevu istendiğini, sorunların masada müzakere edilmesi için çaba gösterildiğini, ancak randevu verilmemesi nedeniyle eylemlerin başlatıldığını anımsatarak, “HAK-İŞ’in gerçekleştireceği eylemler HAK-İŞ’in kontrolünde ve HAK-İŞ’in ilkeleri doğrultusundadır. Bundan sonra da böyle olacak. Biz böyle yapacağız ve inşallah yaptığımız her eylemin her adımın hesabını da vermeye hazırız” dedi.
Arslan, Gelecek Haftanın Eylem Planını Açıkladı
Genel Başkanımız Arslan, önümüzdeki haftadan itibaren işyerlerinde gerçekleştirilecek eylem planını da açıkladı. Arslan, “Biz üzerimize düşen sorumluluğu sonuna kadar yerine getireceğiz. Sizinle omuz omuza, yan yana bütün taleplerimizin karşılanması için sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu mücadelede arkamızdaki üç yüz bin işçiyi ne kadar bu mücadeleye katarsak o kadar başarılı olacağız. Onun için sahada önümüzdeki haftadan başlayarak ilk olarak özellikle yemek verilen iş yerlerimizde yemek yemeyeceğiz. İkincisi işletmelerimizde ve işyerlerimizde mesai bittikten sonra iş yerini terk etmeyeceğiz. Dolayısıyla varlığımızı mücadelemizi görünür hale getireceğiz. Bütün işletmelerde yeni farklı eylemleri sizlerle paylaşacağız” dedi.
“Bizi Duymazlarsa Duyurmak İçin Gereği Neyse Hep Birlikte Yapacağız”
HAK-İŞ’in her zaman çözüm için masada müzakere yapmaktan yana olduğunu anımsatan Arslan, “Bu ülkede bizim yapmak istediğimiz kavgasız, çatışmasız, grevsiz, eylemsiz, masada anlaşmaktır. Onun için buradan bir kez daha herkesi özellikle TÜHİS, bakanlık ve hükümeti masada müzakereye davet ediyoruz. Biz kavga, kaos, çatışma istemiyoruz. Ama bizi duymazlarsa duyurmak için gereği neyse hep birlikte yapacağız” dedi.
“İnşallah Kıza Zamanda Müjdemiz Gerçekleşsin”
HAK-İŞ’in varlık sebebinin emekçiler olduğunu vurgulayan Arslan, “Bizim varlık nedenimiz emekçiler, emekçiler varsa HAK-İŞ var. Dolayısıyla bizim varlık nedenimiz olan, o alın teri ve emek mücadelemizdeki kahramanlara buradan bir kez daha selam olsun. Tezgah başında kulağı HAK-İŞ’te olan, direksiyonda, orman yangınını söndürürken elinde hortum bir kulağı HAK-İŞ’te olan orman işçilerine, aynı zamanda Çaykur'daki emekçilerimize, Et ve Süt kurumundakilere, hasılı bütün işletmelerimizde çalışan toplu sözleşme bekleyen kardeşlerimize buradan selam olsun. Onlara Allah kolaylıklar versin. İnşallah müjdemiz kısa zamanda gerçekleşsin istiyorum.
Bizim Gelirlerimiz Niye Artmıyor?
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada da Hazine ve Maliye Bakanımızdan randevu talep etmemize rağmen talebimize henüz cevap verilmediğini bu yüzden Maliye Bakanlığı önünde bulunduğumuzu belirtti. Hazine ve Maliye Bakanımız tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamalarda, en zor süreçlerin geride bırakıldığını, ülkemizde büyümenin devam ettiğini ve işsizliğin en düşük rakamlarda olduğu, ihracatın arttığı konularına değinildiğini hatırlatarak, “Peki bizim gelirlerimiz niye artmıyor? Bizim maaşlarımız niye yerlerde” dedi.
İşçi kesimi olarak 2025 yılı bütçesinden talebimizin yüzde 8.4 olduğunu, ancak hükümet ve Bakanlığın bize verdiği oranın bütçenin yüzde 4,5’i olduğunu vurgulayan Arslan, arada büyük bir makasın olduğunu, Türkiye’nin büyümesine karşın payımızı alamadığımızı ve fakirleştiğimizi ifade etti. Genel Başkanımız Arslan, OECD rakamlarına atıfta bulunarak, “OECD ülkeleri arasında gelir dağılımında en kötü dördüncü ülkeyiz. Biz bunu hak etmiyoruz. Bu haksızlık” şeklinde konuştu.
“Emek Hareketinin Beklentisi Adil Bir Paylaşım”
Çalışanların, emeklilerin, dar gelirlilerin ve bütün emek hareketinin beklentisinin adil bir paylaşım olduğunun altını çizen Arslan, “Adil paylaşarak emekçilerin, alın teri dökenlerin, emekli olanların haklarını mutlaka iade etmeleri gerekiyor. Biz biliyoruz ki bu ülkenin kaynakları var, bu ülkenin imkânları da var, bu ülkenin parası da var. Bu ülkenin paylaşım sorunu var. Paylaşımda adaletsizlik var. Biz adil bir paylaşım istiyoruz” dedi.
Sert: “İşçi Bu Ülkenin Refahının Omurgasıdır”
Genel Başkan Yardımcımız ve Kamu Çerçeve Koordinasyon Kurulu Başkanımız Devlet Sert, 6 aydır kamuda 600 binin üzerindeki işçinin belediye işçisinin, sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin, büro çalışanlarının, çelik işçisinin, finans emekçisinin, tekstil emekçilerinin, gıda sektörü çalışanlarının, orman savaşçılarının, güvenlik işçilerinin, taşıma ve nakliye emekçilerinin, ağaç sanayi çalışanlarının, enerji işçilerinin, medya emekçilerinin, liman işçilerinin, toprak sanayi çalışanlarının, yer altındaki madencilerin, turizm-otelcilik sektörü emekçilerinin, iletişim işçilerinin, petrol sektörü işçilerinin, inşaat emekçilerinin, yani tüm işkollarımızın sorunlarının Kamu Çerçeve Protokolü masasında diyalogla çözülmeye çalışıldığını ancak sonuç alınamadığını vurgulayarak, “Gördük ki kimse bizi anlamamış. Kimse bizi duymamış. Ya da duymuş, anlamış ama işçinin yüreğindeki yangın, bizi yaktığı gibi onları yakmamış” dedi.
“İşçi Bu Ülkenin Refahının Omurgasıdır”
Üreten, hizmet eden 600 bin kamu işçisinin karnını doyuramadığını ve kirasını ödeyemediğini, ifade eden Sert, mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi adına Cumhurbaşkanımıza seslenerek, “Siz adilsiniz, siz emeğin hakkının ne olduğunu bilirsiniz, siz işçilik ne demek, alınteri ne demek bilirsiniz” dedi. İşçinin üreterek kalkınmaya destek verdiğini, hizmet ederek sistemi ayakta tuttuğunu ifade eden Sert, “İşçi bu ülkenin refahının omurgasıdır. Biz sizin, zaten kurumuş olan alın terimizin onurunu koruyacağınıza inanıyoruz. 6 aydır Kamu Çerçeve Protokolü’nü bekleyen işçi sizden; emeğini, alın terini, onurunu, ailesini koruyacak, nefes alacak bir sözleşme bekliyor. Aileleri ile birlikte 2 milyon vatandaşınız size inanıyor, güveniyor ve artık beklemek istemiyor. Sesinin duyulmasını ve bu sürecin artık insan onuruna yakışır bir şekilde sonlandırılmasını bekliyor” dedi.
Kaynak:Hakiş
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.