Rakibimize oranla sahada sergilediğimiz mücadeleyi tartışmaya hiç gerek yok. Beyinlerin ayaklara hükmettiği, ‘yüksek kaliteli oyunun videosu’ izler gibi soluksuz bir seyir zevki yaşadık. Atraksiyon, kişisel beceri, kolektif oyun anlayışı ve bunların meyvesi olan gollerle bütünleştirebildik. Hepsi tekmili birden bu karşılaşma sonrası akıllarda kalan gerçek oldu. Bu maçı kazanarak hem rakibinin elinde bulundurduğu yenilmezlik unvanını bitirmiş hem de ligde üst üste almış olduğu galibiyetlerle de bir seri yakaladı. Geçen hafta alınan galibiyetle moral bulan Boluspor, ilk kez sahada böylesine disiplinli, özverili ve yetenekli bir takım görüntüsü sergileyerek beklentilerini de boşa çıkartmadı. Daha başlangıçta orta alan üstünlüğünü ele geçirip oyunun boyunu kısa tuttu. Sürekli alan daraltarak rakibini baskı altına aldı. Beklediği erken golü de on üçüncü dakikada Bilal’ ile bulmuş oldu. Golden sonra üçüncü bölge ataklarında etkili olan takımımız Melih’in on dokuz’ uncu dakikada attığı gol kaleci Metin’ in bir anlık hamle yetersizliği ve Melih’ in vuruş tekniğindeki mükemmellikten geldi. Kısa paslarla ve ayağa atılan toplarla hem orta alanda rahatlıkla top dolaştırdı hem de sağ ve sol şeritti iyi kullanıp orta alandan ileri çıkarak rakip savunmayı yıpratmaya çalıştı, etkilide oldu. İkinci yarının altmış ikinci dakikasına kadar Boluspor daha rahat ve moralli göründü. Bu dakikada Umut’un kırmızı kart görerek takımını on kişi bırakması dengeleri de alt üst etti. Futbolcularımızın galibiyeti korumak için geriye yaslanıp, savunma ağırlıklı telaşları, rakip takımın yarı sahamızda oynamasıyla kalemizde birçok tehlike yarattı. Ve sonuçta golü de buldular. Rakip takımın kendi yarı alanımızda en azından bir beraberlik üzerine kurulan beş futbolcusuyla gol arama planlarına savunmamız geçit vermedi. Karşılaşmanın sonlarına doğru ataklarını daha da sıklaştıran rakibimiz geri dönmede biraz ağır kalınca. Futbolcularımızda bu durumu iyi değerlendirip farklı bir galibiyeti hak etmiş oldu. Takımın başarısı iki hafta da almış olduğu puanlarla ortada. Futbolcularımızın kaybolmaya yüz tutmuş özgüvenleri, aldıkları galibiyetlerle geri gelmiş gözüküyor. O halde takımın her zamankinden daha fazla maddi ve manevi desteğe ihtiyacı var.