kedi parfümü petshop

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

DÜZCE BAROSUNDAN BASIN AÇIKLAMASI

DÜZCE YEREL HABER 31.08.2018 - 23:32, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:16
 

DÜZCE BAROSUNDAN BASIN AÇIKLAMASI

20 Temmuz 2018 tarihinde başlayan adli ara verme 3 Eylül 2018 tarihinde sona ermekte olup, fiilen Adli Çalışma yılı başlayacaktır

20 Temmuz 2018 tarihinde başlayan adli ara verme 3 Eylül 2018 tarihinde sona ermekte olup, fiilen Adli Çalışma yılı başlayacaktır. Her adli yıl başlangıcı, yargının bileşeni olan biz avukatlara umut yüklemiş iken, birkaç yıldır umudu tüketmiş olmanın ıstırabını yaşamaktayız. Yıllardır özellikle savcı/yargıç düzleminde yaşanan paralel kadrolaşmaya duyarsız kalınması ile başlayan ve 15 Temmuz ile kimliğini dışa vuran darbe sürecini takiben adli sistemden çıkartılan/ihraç edilen 4000’i aşkın yargı mensubunun yargıda açtığı yara halen kapanmamıştır. İhraçlar sonrasında boşalan alanın yansız, tarafsız ve adil yöntemlerle doldurulamadığı, siyasetin, kadrolaşmanın her yerinde olduğu kamuoyunun malumudur. Ülkemizde yargıya duyulan güven azalmış olup bu güvenin yeniden tesisi zaruridir. Hakimlik ve savcılık sınavlarında uygulanan yöntem ve aranan kriterler objektif olmaktan uzaktır. Öte yandan uluslararası alanda Türk yargısının inandırıcılığı maalesef sorgulanır hale gelmiştir. Giderek siyasallaşan yargı, adalet arayışının umudu olmaktan çıkmak üzeredir. İçtihat mahkemesi olması beklenen Yüksek Mahkemeler, çeşitli siyasi müdahalelerle adeta yüksek bürokratların makamları haline getirilmiştir. Diğer yandan hakim, savcı ve avukat yetiştiren hukuk fakültelerindeki kalite ve nitelik yitimi yargının en büyük sorunudur. 100’ü aşkın hukuk fakültesinde verilen eğitim; ezberci, yaşamın gerçeği ile bağdaşmayan, adeta seri üretime dayalı bir eğitimdir. İdari yargı hakimliklerine hukuk mezunu olmayanların da atanmasının önünü açan karar tam anlamıyla yargının dejenerasyonudur. Ülkemizde Avukat sayısının büyük artışın denetlenemez oluşu, iş alanının kısıtlılığı, arabuluculuk gibi alternatif yöntemlere itibar edilmesi, hukukçu sayısındaki artışa karşın hukuka olan güven ve gereksinimi yok etmektedir. Ülkemizde yargılamanın asli unsurlarından olan yargıçların ve savcıların güvencelerinin sistematik olarak yok edilmesi, onları idarenin memuru haline getirmiştir. Ceza ve hukuk yargısında siyaseten karar bekleyenler, yargıdan elini çekmemekte, hakim ve savcı teminatını yok sayarak yargı mensuplarının sık sık görevlerini ve görev yerlerini değiştirmektedirler. Yıllarca süren yargılamalar, adalete erişimin son derece pahalı ve güç olması, nihayetinde gerekçesiz ve hatalı kararların açtığı yaralar travmaya dönüşmüştür. Yargı, çağdaş devletin en büyük ve inandırıcı gücüdür. Ekonomik hayatın, kalkınmanın, yatırımın arkasında hukuka duyulan güven yer alır. Güvenin yitimi ve gücünün yürütmeye teslimi, yargının yürütmenin emrine verilmesi, sosyal ve ekonomik hayatı tam anlamıyla olumsuz etkileyecektir. Acilen ülkemiz yargısının uluslararası standartlara çekilerek adalete olan inancın yeniden kazanılması gerekmektedir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, yeni adli yıla umutla bakmak istiyoruz. Adalete erişimin kolay olduğu, adaletin hızlı, etkin, yansız ve tarafsız olduğu bir adli sisteme bir gün erişmeyi umarak tüm adliye emekçilerine, çalışanlarına, hukukçu meslektaşlarıma, avukatlara iyi bir çalışma yılı dilerim. Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay
20 Temmuz 2018 tarihinde başlayan adli ara verme 3 Eylül 2018 tarihinde sona ermekte olup, fiilen Adli Çalışma yılı başlayacaktır

20 Temmuz 2018 tarihinde başlayan adli ara verme 3 Eylül 2018 tarihinde sona ermekte olup, fiilen Adli Çalışma yılı başlayacaktır. Her adli yıl başlangıcı, yargının bileşeni olan biz avukatlara umut yüklemiş iken, birkaç yıldır umudu tüketmiş olmanın ıstırabını yaşamaktayız. Yıllardır özellikle savcı/yargıç düzleminde yaşanan paralel kadrolaşmaya duyarsız kalınması ile başlayan ve 15 Temmuz ile kimliğini dışa vuran darbe sürecini takiben adli sistemden çıkartılan/ihraç edilen 4000’i aşkın yargı mensubunun yargıda açtığı yara halen kapanmamıştır.

İhraçlar sonrasında boşalan alanın yansız, tarafsız ve adil yöntemlerle doldurulamadığı, siyasetin, kadrolaşmanın her yerinde olduğu kamuoyunun malumudur. Ülkemizde yargıya duyulan güven azalmış olup bu güvenin yeniden tesisi zaruridir. Hakimlik ve savcılık sınavlarında uygulanan yöntem ve aranan kriterler objektif olmaktan uzaktır.

Öte yandan uluslararası alanda Türk yargısının inandırıcılığı maalesef sorgulanır hale gelmiştir. Giderek siyasallaşan yargı, adalet arayışının umudu olmaktan çıkmak üzeredir. İçtihat mahkemesi olması beklenen Yüksek Mahkemeler, çeşitli siyasi müdahalelerle adeta yüksek bürokratların makamları haline getirilmiştir. Diğer yandan hakim, savcı ve avukat yetiştiren hukuk fakültelerindeki kalite ve nitelik yitimi yargının en büyük sorunudur. 100’ü aşkın hukuk fakültesinde verilen eğitim; ezberci, yaşamın gerçeği ile bağdaşmayan, adeta seri üretime dayalı bir eğitimdir. İdari yargı hakimliklerine hukuk mezunu olmayanların da atanmasının önünü açan karar tam anlamıyla yargının dejenerasyonudur.

Ülkemizde Avukat sayısının büyük artışın denetlenemez oluşu, iş alanının kısıtlılığı, arabuluculuk gibi alternatif yöntemlere itibar edilmesi, hukukçu sayısındaki artışa karşın hukuka olan güven ve gereksinimi yok etmektedir. Ülkemizde yargılamanın asli unsurlarından olan yargıçların ve savcıların güvencelerinin sistematik olarak yok edilmesi, onları idarenin memuru haline getirmiştir. Ceza ve hukuk yargısında siyaseten karar bekleyenler, yargıdan elini çekmemekte, hakim ve savcı teminatını yok sayarak yargı mensuplarının sık sık görevlerini ve görev yerlerini değiştirmektedirler. Yıllarca süren yargılamalar, adalete erişimin son derece pahalı ve güç olması, nihayetinde gerekçesiz ve hatalı kararların açtığı yaralar travmaya dönüşmüştür. Yargı, çağdaş devletin en büyük ve inandırıcı gücüdür. Ekonomik hayatın, kalkınmanın, yatırımın arkasında hukuka duyulan güven yer alır. Güvenin yitimi ve gücünün yürütmeye teslimi, yargının yürütmenin emrine verilmesi, sosyal ve ekonomik hayatı tam anlamıyla olumsuz etkileyecektir. Acilen ülkemiz yargısının uluslararası standartlara çekilerek adalete olan inancın yeniden kazanılması gerekmektedir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, yeni adli yıla umutla bakmak istiyoruz. Adalete erişimin kolay olduğu, adaletin hızlı, etkin, yansız ve tarafsız olduğu bir adli sisteme bir gün erişmeyi umarak tüm adliye emekçilerine, çalışanlarına, hukukçu meslektaşlarıma, avukatlara iyi bir çalışma yılı dilerim.

Düzce Barosu Başkanı

Av. Azade Ay

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber380.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.