Türk milleti yüzyıllar boyunca kendi eğemenliğinine engel rejimlerin acısını çekmiş, sonunda ise en uygun idare şeklinin Cumhuriyet olduğunu görmüştür. Cumhuriyet nedir diye soranlara verecek o kadar çok cevabımız var ki... Cumhuriyet; bir kurtuluş, kuruluş, varolma destanıdır. Dünyadaki devrimlerin en güçlüsü en büyüğüdür. İçerisinde cesaret, umut, azim, özgürlük, hürriyet, demokrasi, adalet, hak, hukuk, güç barındırır. Geleceğe umutla bakmanın adıdır. Cumhuriyet; bir büyük devrimin omurgasıdır. Cumhuriyet; mağdur edilen, yok sayılan bir ulusun dünyaya göklerden bakışı ve haykırışıdır. Karanlığı aydınlığa çıkarandır. Cumhuriyet; vatanın bölünmez bütünlüğüdür.
Cumhuriyet yönetim biçimi olarak demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti zorlu savaşların ardından ve şehitlerin dökülen kanlarıyla kazanılan vatandır. Biliyoruz ve inanıyoruz ki bugün, kimsenin eğemenliğinde değilsek, medeni ve çağdaş yaşama yolunda kimseden geri kalmıyorsak, bu yaşam kalitemizi borçlu olduğumuz Atatürk ve Cumhuriyet için ne kadar fedakarlık yapsak, mücadele versek yine de azdır.
Cumhuriyet hala her birimizin yüreğinde binlerce Nene Hatunlar, binlerce Hasan Tahsinler yaşarken ve onların aziz ruhlarının üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti ve kazanımlarını aklımıza mıh gibi çaktığımız 29 Ekim 1923 tarihinin 101 . yılının gururu ve mutluluğundayız. Yüreğimizi yakan yaşadığımız her türlü olumsuzluklara ; kadın cinayetleri, bebek ölümleri ve terör olaylarına rağmen coşkuyla Cumhuriyetimizin 101. yılını kutlayacağız.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurtararak kurduğu bu vatan; Türkiye Cumhuriyeti yönetim biçiminden çok daha öte ve kazanımlarıyla da Cumhuriyet düşünce biçiminde olan devrimlerle aydınlatılmıştır. Bir asır öncesinde tüm zamanların en yenilikçi hareketleri başlatılmış, başta Medeni Kanunla, sosyal, ekonomik, askeri bir çok alandaki devrimlerle dünya devletlerine örnek olmuş Cumhuriyettir.
Unutulmamalıdır ki, dünyada ve yakın coğrafyalarda bazı devletler halen Laik Demokratik bir Hukuk Devleti olmaktan mahrum iken Kurtuluş savaşı vermiş bir milletin birçok imkansızlıklar içindeyken Cumhuriyetin ilanı, yapılan devrimler ve yeniliklerle de uygar devletler düzeyinde bir ulusu var etmiştir. Bilmeliyiz ki, özgür doğmak şansına sahip olabiliriz ama özgür yaşamak için güçlü olmak, mücadele etmek zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk'ün bize gösterdiği yolda yürüdüğümüz sürece hiç bir gücün özgürlüğümüzü yok etme emeline asla eremeyeceği inancımız sarsılmayacaktır. Bizler birlik içerisinde kenetlenen, kurtuluş mücadelesi veren, cumhuriyeti biz halkına emanet eden Mustafa Kemal'in evlatlarıyız.