Havaalanlarının yanı sıra kara ve deniz sınır kapılarında kurulan ve Emniyet Genel Müdürlüğünün İstihbarat, Terörle Mücadele ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele birimlerinde görevli tecrübeli personelinden oluşturulan Risk Analiz Birimlerinin başarılı çalışmaları anlatıldı.

Risk Analiz Birimlerinin şüphelendikleri şahıslarla mülakat yapmasına, mülakat sonucunda şüphelenilen şahıslar hakkında ülkeye giriş yasağı konularak ülkelerine geri gönderilmelerine de ayrıca yer verildi.   

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesinde yürüttüğü ve başarılı bir şekilde sonuçlandırdığı Fırat Kalkanı operasyonundan övgüyle bahsedilen mesajda; DAEŞ’i hedef alan bu operasyonun yanı sıra, sınır hattında duvar inşa edilmesi, devriye ve kontrol faaliyetlerinin sıklaştırılması gibi önlemlerin çatışma bölgelerine seyahat etmeyi zorlaştırdığına ve YTS’leri alternatif güzergâh arayışına mecbur bıraktığına vurgu yapıldı.

Suriye ve Irak’ta yapılan operasyonlar neticesinde DAEŞ’in kayda değer ölçüde toprak yitirdiği, örgüt mensuplarının sayısında azalma görüldüğü ve sahip oldukları kaynaklar açısından büyük bir kayba uğradıkları ifade edildi. Bu durumda, bazı örgüt üyelerinin bölgede aktif olan diğer terör örgütlerine (PYD/YPG, SDF) katıldıklarının, ülkelerine geri dönmek için bölgeyi terk ettiklerinin veya üçüncü ülkelere yerleştiklerinin gözlendiği hususuna mesajda yer verildi.

DAEŞ’in hem bölge ülkeleri hem de uluslararası toplum için hala bir tehdit olduğu ifade edilerek özellikle ülkelerine geri dönen YTS’lerin gerçekleştirebileceği eylemler konusunda tüm üye ülkeler uyarıldı.

Mesajda; DAEŞ’in yanı sıra PKK/KCK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD/YPG’nin faaliyetlerine de yer verildi. Çoğu Avrupa ülkelerinden olmak üzere yaklaşık 400 kişinin PYD/YPG’ye katılmasından ve DAEŞ’le olan işbirliklerinden bahsedildi. Bu şahısların radikal sol eğitimden geçtikleri ve edindikleri çatışma tecrübesiyle ülkelerine geri döndükleri ifade edildi. Bu durumun oluşturduğu tehdide dikkat çekildi. 

PKK ve bölgedeki uzantısı PYD/YPG unsurlarının üst düzey DAEŞ üyelerinin Türkiye’ye yasa dışı yollardan girişine yardım ettikleri hususuna mesajda yer verildi.

YTS’lerin Türkiye’deki cezaevlerinde geçirdikleri süre boyunca gerek dini ve ahlaki gelişimlerine katkıda bulunulduğu, gerekse sahip oldukları yanlış bilgilerin düzeltilerek rehabilite edildikleri belirtildi. Bunun haricinde, sosyal, kültürel ve eğitim faaliyetlerine katılmaları sağlanarak YTS’lerin radikalleşmelerinin önüne geçildiğine dikkat çekildi. İslam’ın terörizmle ve radikalizmle bağdaştırılamayacağı hususu da raporda yer aldı.